Ne var bu Akyaka’da neden herkes orada?
Google’da bulacağın Akyaka bilgilerinin #Dışınaçık
Son bir kaç senede, üç dört defa Akyaka’ya gidip her seferinde neden bu kadar popüler olduğuna şaşırmış ve pek bir şey anlamadan da dönmüştüm. Ta ki son gidişime kadar, bu kez bilinen Akyaka bilgilerinin dışına çıkınca buranın büyüsüne ben de kapıldım. Hayat, bir yerlere gidip de anlayamamak için çok kısa olduğundan; bu son gidişimde ne anladığımı size de anlatmaya geldim.
Akyaka, aslında yanlışlıkla genişlemiş gibi duran küçücük bir sayfiye yeri. Merkezi denilen yere gidince bir tarafta cömert bir yüzme simidi seçkisinin bulunduğu tipik bir yazlık marketi diğer tarafta da sağlı sollu mekanlara baka baka yürünen bir sokaktan ibaret. Denizi deseniz eh pek bir numarası yok gibi üstelik buz gibi soğuk. Bu Akyaka’ya gittiğinizde görüp yazının başlığındaki gibi ne var ki burada diye düşünmenize sebep olacak kısmı. Ama işte o iş öyle değil.
Her şeyden önce özel olan yer Akyaka’dan öte Gökova bölgesi. İsmi kadar güzel bu bölge, etrafı dağlarla çevrili bir ova ve şehirli insanın aklını başından alacak kadar yeşil. Ormanla denizin bu kadar güzel yan yana gelişi ancak burada bulunur. Uzun zamandır geyiği dönen Ege’de bir kasabaya yerleşmek beyaz yakalılara atfedilmişken, İstanbul’un yaratıcı çevresinden bu kadar insanın buraya taşınması da tesadüf değil. Büyüsüne kapıldığınızda bir daha ayrılmak istemeyeceğiniz bir ovadan bahsediyoruz. Gitgide genişleyen yeme-içme ve eğlence mekanları Akyaka sınırlarının dışına taştığından bu yaz sık sık gideceğinizi düşündüğüm bu bölgeye Gökova demek teknik olarak da daha doğru. Son olarak ortamlarda Akyaka demek sizi turist yapar, Gökova derseniz biraz daha buralı olursunuz.
Aslında kimsenin de pek buralı olmadığı bu bölgede, gerçekten de yaratıcı işlerden tanınan pek çok insan yaşıyor. İki sene önce taşınanların yeni gelenlere siz tabi yenisiniz demesini bir kenara bırakacak olursak burada birbirine destek olan müthiş bir komünitenin varlığına şahit oluyorsunuz. Gökova Biraradayız gibi oluşumlar ve bu oluşumların her sene gerçekleşen festival gibi partileri de bunun göstergesi. Gökova’ya gelmişken mutlaka buraya taşınan insanlarla tanışıp buraları bir de onlardan dinleyin.
Bu uzun girizgahtan sonra akıllarda tek soru; tamam anladık da ne var Akyaka’da? Pardon Gökova’da 🙂 Sakin, her sayfiye bölgesinde olduğu gibi hayat burada da yavaş akıyor, bu bölge size şehrin koşturmacasından sonra yavaşlamayı da öğretiyor, keza Akyaka 2011 yılından beri Cittaslow ünvanı taşıyor.
Türkiye’nin en güzel sörf noktalarından biri, kite plajı olarak geçen yan yana kite sörf okullarının sıralandığı bu plajda 3-4 gün içerisinde kite öğrenebilir, tatil yaparken yeni bir hobi edinebilirsiniz. Kite haricinde bu plaja gitmenizi önermem zira kesinlikle zevkle denize girilecek bir yer değil. Ama hem kite yapmayacağım hem de görmek isterim derseniz en güzel gün batımları için buraya gidebilirsiniz.
Girdiğiniz sene hasta olmayacağınız mitiyle bilinen Azmak Nehri. Buz gibi olmasına aldanmayın çıkınca bütün bedeniniz mentolle kaplanmış gibi olduğundan hiç bir şey hissetmiyorsunuz.
Benim kişisel favorim kendimi nehrin akışına bırakmak olduğundan en bilinen ve en kalabalık yer olan merkezdeki restoranların dibinden kendimi suya bırakmak. Özellikle yaz aylarında çok kalabalık olduğundan ve sürekli gezi tekneleri geçtiğinden tercih etmeyebilirsiniz, haklısınız.
Birazdan aşağıda bu senenin asıl olayı orası diyeceğim Akçapınar köyünün girişinden kano ile ya da küçük teknelerle nehirde ilerleyebilir en sonunda ‘’Amazon’’ olarak bilinen yerde suya atlayabilir, instagramda gördüğünüz o ağaç üstünde pozu verebilirsiniz. Önerim sabah erken saatte ya da gün batımında kano ile gitmeniz, sabahları çok sessiz ve huzurlu akşam saatlerinde sinek istilasına karşı önlem almadan yola çıkmayın. Kano ile tek yön gidiş yaklaşık 35-40dk sürüyor ve sonunda nehire atlamak gerçekten keyifli oluyor.
Çok az insanın bildiği bir sır olarak da Küçük isimli mekanda Azmak suyuyla dolu minik bir havuzcuk bulunuyor, burada kimseler yokken tatlı tatlı takılabilirsiniz. Nasıl gireceğiniz size kalmış, biraz tanıdık biraz ikna yeteneği diyelim…
Denize hiç mi girmeyeceğiz? Tabi ki gireceğiz! Girebileceğiniz üç yer ile geleyim.
İlki ve en yakını Orman Kamp, Akyaka merkez’den birazcık yürüyüp rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Adı üzerinde orman içerisinde bir kamp alanı. Herhangi bir tesis beklentiniz olmasın, yanınıza yiyecek içecek alabilir ya da girişteki kantin benzeri yerden temin edebilirsiniz. Hemen o kantinin yanından devam edip oralarda oturayım demeyin, biraz merdiven biraz tırmanma ile upuzun devam eden o sahil şeridinde gözünüze kestirdiğiniz yere geçin, tavsiyem erken gidin.
İkinci noktamız Maden bölgesi, Orman Kamp’a girmez düz devam ederseniz biraz ilerisinde bir kaç otelin yer aldığı küçük bir koy bulacaksınız. Ben sürekli denize girmek isterim diyenler bu bölgede konaklayabilir. Bu otellerin iskelelerinden rahatlıkla denize girebilirsiniz, evet soğuk ama girince alışılıyor 🙂
Küçük bir sır daha sabah 7 civarında giderseniz o koydan yunuslar geçiyor.
Sabah insanıysanız yürüyüş de yapabileceğiniz harika bir yol tam bu maden bölgesinin sonundan başlıyor. Otelleri bitirip sağa doğru yürümeye devam ederseniz bir tarafınızda deniz bir tarafınızda orman harika bir yürüyüş yolu önünüzde uzanıyor. Bu yol boyu arada inebileceğiniz gizli küçük denize girme noktaları da bulmanız çok mümkün.
Bu yolun devamında ise iki tane plaj var, biri Çınar Beach diğeri de Rahat Beach. Beach adı sizi yanıltmasın buradaki plajlar konforlu ancak magazin gazetelerinde boy gösteren lahmacun yenip partilenilen türden değil. Soğuk deniz sevmeyenler için de küçük bir tüyo; Rahat Beach’in denizi oldukça sıcak ve isminden de anlaşılabileceği gibi oldukça casual bir plaj.
Bu noktada bir araca ihtiyacınız olacak. Arabanız yoksa Akyaka’da zaten tek bir taksi durağı var, kime sorsanız size Enşari’nin numarasını verir kendisi adeta taksi sihirbazı. Daha yakın bölgeler için de bisiklet kiralayabilirsiniz, merkezde tam ortada bir bisiklet kiralama yeri mevcut (o deniz simidi satan marketin karşısı), yokuşlarda kulaklarım çınlasın istemem ama bence eğlenceli bir ulaşım yöntemi.
Akyaka merkez’e geçmeden önce bu yaz adını çok sık duyacağımız bir bölgesine geçelim; Akçapınar Köyü. Meşhur Aşıklar (a.k.a Ağaçlı Yol) yolunun kenarında bulunan bu köyde bu sene bir sürü yeni mekan açılıyor ,var olan mekanlarda da yeni gelişmeler oluyor. Bu sene eğlencenin kalbi burada atacak gibi duruyor. Yalnızca eğlenmek için değil uzaktan çalışmak için, çeşitli atölyeler için, yoga vb için de alternatif mekanların olduğunu da belirteyim. Buralarda güzel kahve nerede içilir derseniz, Lemongrass’a geçebilir hatta instagramdan da takip ederek sabah yogalarını bile yakalayabilirsiniz. Yukarıda bahsi geçen kano ile Azmak turuna yine bu köyden çıkabilirsiniz.
Eğlencesine gelince; Cihangir’in meşhur Geyik’i bu köyde yeni açılacak yerinde kokteylleri ile sizi bekliyor.
Ben bu trendin dibinde kalayım derseniz bu bölgede yenilenen pek çok küçük otel bulunuyor, benim kişisel favorim bu bölgenin en eskilerinden ve kesinlikle en büyülüsü olduğunu düşündüğüm önerim Dane Gökova.
Aşıklar yolunun dibinde okaliptüs ağaçlarının hemen ardında kocaman bir bahçeye yayılan Dane Gökova hem bir takılma yeri hem de 6 odasıyla samimi bir konaklama alanı. Bu yaz calling pop-up oluşumuyla tüm sezona yayılan etkinliklerini sıkı takip etmenizi önerdiğim Dane’de 28-31 Temmuz arasında gerçekleşecek Summer Tales festivalini yakalamanızı da ayrıca öneririm.
Yogadan yürüyüşe, kokteyl atölyelerinden konserlere, şef sofralarından açık hava gösterimlerine dolu dolu geçecek bu bir kaç gün buranın tadını çıkarmak için harika bir fırsat.
Bu köyde ayrıca meşhur Akçapınar tostçusu (gecenin sonunda tost perileri geldiğinde gitmenizi öneririm yoksa pek de meşhurluk bir şeyi yok bence), değerinin yeterince bilinmediğini düşündüğüm Köprü Restoran (patates kızartması, şakşukası enfes) ve son olarak tatilde bile ocakbaşı isteyenler için Merlo bulunuyor. Köye aşıklar yolunun başından başlayıp yolun sonuna kadar gittiğinizde saydığım tüm mekanları görmüş oluyorsunuz, keşfetmesi kolay tadını çıkarması size kalmış.
Bu köy tamam peki ya başka köyler diyorsanız yeni açılan ve az bilinen bir yer önerisi ile bu kısmı noktalayalım hemen ileride Şirinköy’de bulunan Bostanova ovaya bakan harika bir taş ev formatında bir otel.
Burası dışında da genel olarak Gökova köylerinde çok güzel evler bulunuyor, eğer şanslı ve hızlıysanız çeşitli ev seçeneklerine de bakabilirsiniz.
En çok bilgi bulabileceğiniz Akyaka Merkez’i en sona sakladım. Merkezde de denize girmek için bir plaj yer alıyor, tipik bir tatil bölgesi gibi yan yana mekanların ve onların önlerine attıkları şezlongların sıralandığı bir plaj diye tarifleyebiliriz. Plajı geçelim yeme-içmeye gelelim elbette. Karanfil sokak’tan girince sağlı sollu pek çok mekan göreceksiniz zaten merkezin olayı biraz da bu sokakta bir orada bir burada takılmak gibi. Bu sokakta takılacak, yeme içme anlamında pek çok tatlı yer var, hepsine geçerken bir göz atın, güzel ev yemeklerinden poke bowllara kadar pek çok şey var. Bu sokak hakkında bol bol bilgi bulursunuz zaten bu yazı biraz bunların dışına çıkmakla alakalı.
Ama bu sokağa kadar girmişken yine en sonuna kadar gidiyoruz orada bizi geçen sene açılan Mekan karşılıyor, bu sene yan arazisini alarak büyütmüş muz ağaçlarının arasında bir kokteyl vahası.
Peki burada hep mi Dışına Çıkalım, klasiklerden güzel şeyler de yok mu derseniz sizi Azmak nehrinin kenarındaki restoranlara doğru alalım, en meşhuru Halil’in Yeri, ister ördeklere ekmek atarak ister ayaklarınızı buz gibi suya sokarak burada yemek yiyebilirsiniz. Eh bu bir klasik.
Benim naçizane önerim, Google’da bulacağınız Akyaka’da yapılacak şeyler listesini bir kenara bırakıp sahiden DışınaÇıkmak olur. Bu bölgenin sakinliğine ve sürprizliliğine ayak uydurun, doğaya yakın olabileceğiniz sadece size özel yerleri keşfe çıkın, herkes Akçapınar köyü çok meşhur demeye başlamadan önce orayı ilk keşfedenlerden olun, buraya taşınan insanlarla tanışıp bu satırlara sığmayan yerel tavsiyelere kulak verin. Dane Gökova’da gerçekleşecek Summer Tales’e denk getirecek şekilde tatilinizi programlayıp bir taşla çok kuş vurun. Gökova’ya aşık olursanız geceleri pırıl pırıl parıldayan gökyüzüne bakıp yıldızlardan bana selam gönderin.
Ve evet Akyaka yerine Gökova demeyi unutmayın.